YAPTIĞINIZ yemeğin, giydiğiniz yeni bir kıyafetin nasıl olduğunu
duymak/öğrenmek ister misiniz? O zaman hayatın tam ortasındaki bir konunun
önemini hatırlamakta fayda var. Aslında bu konu ekmek ve su gibi günlük
yaşantımızdaki ihtiyaçlarımız arasındadır. Dünyada “koçların koçu” olarak
bilinen Marshall Goldsmith’e göre, “Geri bildirim bir hediyedir”.
Üstelik alan içinde, veren içinde kıymetli!
Geri bildirim (feed back), kısaca, bir eylem veya işlem sonrasında verilen olumlu/olumsuz karşılıktır. Günümüze uyan daha genel bir tanımla, kaynağın gönderdiği mesaja karşılık hedef kitlenin vermiş olduğu cevap niteliğindeki mesajdır. Bu da hayatımızın -tamamına yakın- her alanında geri bildirimle karşılaşmamız demektir.
Dolayısıyla geri bildirimin “gönderici” ve “alıcı”
olarak iki tarafı bulunmaktadır. Gönderen, alıcının tepkisini ve mesajın
amaçlanan biçimde anlaşılıp anlaşılmadığını bilmek ister. İçinde eksik veya
atlanmış olabilecek noktalar varsa daha fazla iletişim gerekliliği ortaya
çıkar.
Geri bildirim, aynı zamanda iletişim zincirinin de son
halkasıdır. Geri bildirimin gerçekleşmediği zaman tek yönlü bilgi akışı
nedeniyle iletişimden söz edilemez. Gerçek anlamda etkin bir iletişim süreci
için gönderici ve alıcının iletişim sürecine dahil olması gerekmektedir. İster
sözlü/sözsüz, ister yazılı hangi kanaldan iletişime geçerseniz geçin, geri
bildirim, çok önemlidir. İletişim, geri bildirim ile tamamlanmadığı sürece
eksik kalır. Geri bildirim sayesinde hedef kitle iletişime katıldığı duygusuna
kapılır. Bu durumda duygu ve düşüncelerinin dikkate alındığının farkına varan
hedef kitle, kaynağın mesajlarına olumsuz tepki vermekten de kaçınır. Bunlara
ilaveten geri bildirim, konuşmacının mesajını hedef kitlenin tepkilerine göre
ayarlama imkânı verir. Bu da konuşmayı sıkıcı olmaktan ve monotonluktan
kurtarır.
Geri bildirimde bulunurken birtakım adımları takip
etmek gerekir. Bunlar; mesajı doğru bir şekilde okuyarak/dinleyerek doğru
anlamak, anlaşılmayan nokta var ise açıklığa kavuşturmak adına karşı tarafa
iletimde bulunmak, mesajı, amaçları doğrultusunda anlamak ve reaksiyonun
alıcıya iletilmesidir.
İnsan ve kurumlar üzerindeki değişim için zaman
önemli. Bunun yanında değişim/dönüşüm noktasında önemli olan, bir bakıma kolay
gibi gözüken geri bildirimin gündelik hayatımızın içinde yer almakla birlikte
tutum ve davranışları değiştirmede anahtar rol oynayabilir, dersek yanlış
olmaz.
Her işletmenin ya da insanın kendisinin göremeyip
çevrenin farkına vardığı kör noktaları bulunur. Kendi özelliklerinin farkına
varamadığı gibi çoğu kez karşısındaki kişi üzerinde yarattığı etkinin de
farkında değildir.
Eski Google çalışanlarından Kim Scott’ın, Harvard
Business dergisinde yayımlanan bir konuşmasında yöneticisi ile arasında geçen
bir diyaloğu şöyle anlatıyor:
“O söyleyene kadar konuşmalarımın her üç cümlesinde
bir ‘Mmm, mmm, mmm…’ deyip durduğumun farkında bile değildim. Hatta bana bir
konuşma koçuyla çalışmamı önerdiğinde ‘Şaka yapıyor olmalı’ dedim. Ben yüzlerce
firmaya sunum yapıyor ve yüzbinlerce dolarlık satış yapıyorum. Nasıl olur da
ben iyi bir konuşmacı olamam?”
Bu geri bildirim, kişinin/işletmelerin potansiyelin
önündeki engelleri aşarak sonuçta bünyesinde değişim yaratması adına “yapıcı
geri bildirim” türüne güzel bir örnek. Geri bildirim verirken karşı tarafı
geliştirmeye özen göstermek gerekir. Geri bildirim, İngilizcede “feed back”
olarak geçer ve anlamı geri beslemedir.
Bunun dışında iki geri bildirim türü daha var: Övgü ve
eleştiri…
Örneğin, yazmış olduğum bu yazıyı tek hamlede -birkaç
kez gözden geçirmeden- yazmam pek mümkün değildir. Yazımdaki eksikleri
belirlemekte güçlük çekebilirim. Fakat bu işin ustalarının ellerinde son
şeklini alan yazım benim için bir geri bildirim! Okuyuculardan gelen
eleştiriler de bir geri bildirimdir, övgü dolu sözler de…
Geri bildirimler (eleştiriler) olumlu ya da olumsuz
olabilir. Eleştiriler olumlu ise işler yolundadır ve iletişime dair düzeltici
bir önlem gerekmez. Olumsuz ise süreçte yeniden değerlendirme yapılarak
düzeltme yoluna gidilmesi gerekliliği vardır.
Geri bildirim verebilmek, en az almak kadar önemlidir.
Henüz küçük yaşlardan itibaren “Kol kırılır yen içinde kalır” sözüyle
büyüdüyseniz olumsuz geri bildirim vermek pek de kolay olmayabilir. Oysa
dijital çağın çocukları için geri bildirim almak-vermek büyük önem arz
etmektedir. Araştırmalara göre bu nesil, yöneticisinden en az ayda bir geri
bildirim almak istemektedir. Geri bildirim verirken hassas nokta, söylenecek
şeyler kişiye değil davranışa yönelik olmalıdır. Tersi durumda geri bildirim
amacından uzaklaşır alıcıyı kıracak ve incitecek söylemlere dönüşür. Bizim
kültürümüz için bunun kolay olmadığı gibi kültürel özellikleri noktasında daha
açık denilen Batı kültüründe işletmelerde performans değerlendirmeleri,
yöneticilerin en sevmedikleri iş olarak yer almakta kaynaklarda. Birçok şirket
yöneticilerine daha iyi geri bildirim vermeleri konusunda eğitim vermekle
kalmayıp bu konuda hatırı sayılır kaynak ayırıyorlar.
Bir hediye olduğunu düşünerek, birbirimize daha fazla geri bildirimde bulunabilmek dileğiyle… Sağlıkla kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder