MARMARA Denizi’nin kuzeydoğusunda yer alan
ve “Adalar” olarak anılan takımadanın parçası, İstanbul’un yanı başında 18,3
hektarlık yüzölçümüyle küçük bir kayalık… Eski adıyla “Yassıada”, yeni adıyla
“Demokrasi ve Özgürlükler Adası”…
Bakmayın küçüklüğüne, tarih sahnesinde tanık olduğu olay itibarıyla anlamı oldukça büyük.
27 Mayıs 1960 Askerî Darbesi’nin zulmüne maruz kalan
Demokrat Partili 592 siyasetçi, 15 ay süreyle Yassıada’daki hücrelerde,
zindanlarda tutulmuş. İlk ve son defa bir Başbakan olarak Adnan Menderes,
Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Mâliye Bakanı Hasan Polatkan’ın kurulan
düzmece sözde mahkeme sonrası idam edilmesiyle Cumhuriyet tarihinin en karanlık
dönemlerinden birine ev sahipliği yapmış.
Böyle bir olaya ev sahipliği yaptığı için de yıllarca
“yaslı ada” olarak sessizliği tercih etmiş.
2013 yılında, Cumhurbaşkanımızın talimatları ile
çehresinin değiştirilmesine karar verilerek öncelikle ismi “Demokrasi ve
Özgürlükler Adası” olarak değiştirildi. 2015 yılında tarihin karanlık
sayfalarına ışık tutmak üzere yenilenme çalışmaları başladı. Bu çalışmalar beş
yıllık sürede tamamlandı, darbenin sonuçlarını yeni nesillere aktarmak ve de
demokrasi ve özgürlük fikrine ev sahipliği yapmak üzere Cumhurbaşkanımız
tarafından 27 Mayıs 2020’de açıldı ve yıllar boyu süren sessizlik nihâyet
buldu!
Yeni çehresine kavuşan Demokrasi ve Özgürlükler Adası
için çizilen logoya yandan baktığınızda görünen siluet, Adnan Menderes’in ta
kendisi!
Adaya yapılan 24 metre yükseklikteki Demokrasi Feneri,
aydınlık günlere açılan kapı ve demokrasinin geleceğine tutulan ışığın simgesi.
Yargılamaların yapıldığı mahkeme salonu, bundan
sonraki ömründe “27 Mayıs Müzesi” olarak hizmet verecek. Bununla birlikte ada;
600 kişilik Adnan Menderes Kongre Merkezi, cami, 125 odalı otel, sergi salonu,
müze, seyir terasları ve Demokrasi Parkı gibi yapılarla donatıldı. Adada
bulunan nitelikli ağaçlar korundu. İlâveten kırk bin civarı ağaç ve bitki
dikimi yapılarak yüzde 60’lık orana sahip yeşil alan oluşturuldu.
Bazı kesimler tarafından şu anki yenileme çalışmaları,
yapılan binaların çokluğunu îmâ eden eleştiri içerikli söylemlere maruz kaldı.
Oysa içerisinde yapılaşma, zaten var olan bir şeydi.
Dördüncü yüzyıldan itibaren sürgün yeri olarak
kullanılmış olan ada, birkaç sahip değiştirerek gelmiş bugüne.
Bizans İmparatoru Theofilos 800’lü yıllarda Platea
Manastırı’nı yaptırır. Yine 860 yılında adada sürgün olarak kalan Patrik
Ignatios da buraya bir kilise yaptırır. 1859’da adayı satın alan Birleşik
Krallık İstanbul Sefiri Henry Bulwer, sahilde kale benzeri bir bina ile adanın
ortasına köşk inşâ ettirir ve Abdülmecit Han’ın onayı ile satın aldığı adayı
bir süre sonra satışa çıkarır. Osmanlı Hükûmeti, adanın bir Türk’e satılmasını
isteyince, burayı Mısır Hidivi İsmail Paşa satın alır.
Cumhuriyet döneminde, 1947’de ise Deniz Kuvvetleri
tarafından satın alınarak adaya subay ve erler için yüksek katlı lojmanlar,
spor sahası, tesisler, buz deposu, yemekhane ve silahhane gibi birçok bina inşâ
edilmiş.
Bu kara günde yüreklerimizdeki sızıyı açılışıyla
hafifleten adanın açılış konuşmasında Cumhurbaşkanımız, “Tarihi
değiştiremeyiz ama doğru yorumlanmasını sağlamak için tarihin hatırlanma biçimini
değiştirmek elimizdedir” sözleriyle Demokrasi ve Özgürlük Adası’nın
önemine ve yenilenme amaçlarından biri olarak gençlerimizin 1950 ilâ 1960
yılları arasını iyi öğrenmeleri gerekliliğine vurgu yaptı.
Altın yıllardan karanlığa
Küçüktüm henüz, babama “Yassıada ne?” diye sorduğum
vakit kısmen anlatmıştı. Babamdan dinlemiş olduğum bu dönemi kendi adıma hem
iyice sindirmek, hem de gençlerin istifadesine sunabilmek adına araştırıp
ulaşabildiklerim kadarıyla kısaca özetlemek isterim.
“Altın yıllar” olarak tarihe geçen dönem, 1950 yılında
başlayıp, Adnan Menderes’in başbakan olduğu ve 1960 yılının 27 Mayıs Darbesi’ne
kadar süren yıllardı.
Bu dönemde, 1932 yılından itibaren uygulanan “Arapça
ezan okuma yasağı” 18 yıl aradan sonra kaldırıldı.
Menderes’in başında olduğu hükûmet tarafından 25
Temmuz 1950’de alınan kararla Kore’ye askerî kuvvet gönderildi. Türk askerinin
Kore’deki başarısının, Türkiye’nin NATO’ya üye olmasında büyük etkisi oldu ve
Türkiye, 1952 yılında NATO’ya tam üye olarak kabul edildi.
Birçok altyapı, ulaştırma, enerji, reel sektör
yatırımı hayata geçirildi. Karayolu yapımına önem verilerek 14 bin kilometrelik
karayolu yapıldı. Bu sayede birçok köy ve kasaba yol, su ve elektriğe kavuştu.
Vakıflar Bankası, Denizcilik Bankası, ODTÜ (ve
içindeki kurumlar), Et ve Balık Kurumu, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı,
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Türkiye Selüloz ve Kâğıt Fabrikaları, Türkiye
Kömür İşletmeleri, Devlet Malzeme Ofisi, Türkiye Demir Çelik İşletmeleri gibi
birçok sanayi kuruluşunun olduğu 100’den fazla kuruluş hizmete girdi.
Bu dönemde Türkiye’nin gayrısâfî millî hâsılası yüzde
9 oranında büyüme kaydetti. Tarımda büyümenin ön plâna çıktığı bu dönemde,
traktör başta olmak üzere tarımda kullanılan alet ve makinaların sayısı ve
ekilebilir alanların oranında artışlar görüldü. Bu dönemde ciddî büyüme
kaydeden Türkiye’de 11 liman, 5 havalimanı, 8 sulama barajı, 5 termik santral,
18 HES’li baraj, 8 bin kilometre nakil hattı, 13 şeker fabrikası, 19 çimento
fabrikası, 88 büyük ölçekli fabrika kuruldu.
Mersin Limanı, Seyhan, Elmalı, Sarıyar,
Demirköprü, Hirfanlı Baraj ve Hidroelektrik Santralleri ile Tunçbilek Elektrik
Santrali, bu dönemde faaliyete başlayanlar arasında. Ataş ve Tüpraş
Rafinerilerinin temelleri atıldı. Yine İstanbul Tuzla Jeep Montaj Fabrikası da
bu dönemin yatırımlarından biri…
Bu dönemin artılarından biri de, özel sektöre verilen
önemin yanında Turizm Endüstrisi Teşvik Kanunu ile Yabancı Sermaye Teşvik
Kanunu’nun kabul edilmesi olmuştur.
Üzerinden 60 yıl geçmesine rağmen kanayan yara 27
Mayıs’ın acı netîcelerini ve demokrasiye düşen gölgenin ağırlığını yüklenen
Yassıada, bundan sonra demokrasi yolunda verilen mücadeleleri unutturmamak,
topluma gelecek vizyonu sunabilmek ve tüm dünyaya demokrasi ve özgürlükler
anlamında vereceği mesajla “Demokrasi ve Özgürlük Adası” olarak hayatına haklı
bir gururla devam edecek inşallah…
Hayırlı uğurlu olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder