21 Nisan 2021 Çarşamba

Geri bildirim almak ya da vermek (1)

YAPTIĞINIZ yemeğin, giydiğiniz yeni bir kıyafetin nasıl olduğunu duymak/öğrenmek ister misiniz? O zaman hayatın tam ortasındaki bir konunun önemini hatırlamakta fayda var. Aslında bu konu ekmek ve su gibi günlük yaşantımızdaki ihtiyaçlarımız arasındadır. Dünyada “koçların koçu” olarak bilinen Marshall Goldsmith’e göre, “Geri bildirim bir hediyedir”. Üstelik alan içinde, veren içinde kıymetli!

Geri bildirim (feed back), kısaca, bir eylem veya işlem sonrasında verilen olumlu/olumsuz karşılıktır. Günümüze uyan daha genel bir tanımla, kaynağın gönderdiği mesaja karşılık hedef kitlenin vermiş olduğu cevap niteliğindeki mesajdır. Bu da hayatımızın -tamamına yakın- her alanında geri bildirimle karşılaşmamız demektir. 

14 Nisan 2021 Çarşamba

Tarihin su depoları: Sarnıçlar

BİLİYORUM, “sarnıç” denildiği vakit akla gelen ilk isim olarak, suyun içinden yükselen her biri 9 metre uzunluğunda 336 sütunu, efsanevî ters Medusa başı ile yaklaşık 1500 yıl sarayın su ihtiyacını karşılayan “Yerebatan Sarnıcı” geliyor.  

İçeri girdiğiniz anda tarihe tanıklık eden tüm ihtişamıyla ziyaretçileri karşılamakla kalmayıp ünlü sinema filmlerinin sahneleri bir bir gözünüzde canlanır. 

Su kıtlığına çare olarak yağmur hasadı ve sarnıçlar

DÜNYANIN su dengesinin tehdit altında olduğu bilinen bir gerçektir. Yaşamın devamı, yeterli ve kaliteli suyun varlığına bağlıdır. Fransız okyanus uzmanı Jacques Cousteau, “Su döngüsü ile yaşam döngüsünün bir olduğunu unutuyoruz” der. Acı gerçek ise, dörtte üçünün sularla kaplı olduğunu henüz küçük yaşlarda öğrendiğimiz dünyamızda 700 milyondan fazla insanın temiz içme suyuna erişim sağlayamamasıdır.

Kaynaklara göre dünya haritasında görünen maviliklerin sadece yüzde 2.5’i tatlı su kaynaklarıdır. Bu suyun yüzde 70’i buzullardadır. Toplam suyun ise sadece yüzde 1’i kullanılabilir su kaynağı olarak belirtilmekte.

13 Nisan 2021 Salı

Bahar geldi, yüreğime bir kelebek kondu

KELEBEĞİN kanat çırpışına benzedi son günlerde yüreğimin sesi. Baharın müjdecisi cemrenin sesini duymuş olmalı. Cemrenin ilki havaya, ikincisi suya ve üçüncüsü de toprağa düşer. Çocukluğumda, “Bu yıl cemreler ne zaman düşüyor ola?” derlerdi büyükler. Sanırdım ki, gözle görülüp elle tutulabilen bir şey… Ama ne teker teker düşüyor? Sonradan anladım cemrenin insan ruhunun sadece bu mevsimde hissedebileceği “ateş, kor, köz” anlamına gelen bir müjdeci olduğunu.

Bahar geldi yine; badem ağaçları çiçek açtı, her yer papatya tarlasına döndü. Doğanın kokusu başkalaştı. Yüreğimin ilkbaharla vuslatındaki pır pır edişler bu sefer daha da hızlı. Uzun bir süredir salgın nedeniyle tüm dünyanın gidişatındaki “dur” kelimesinin getirisi olan hissizlik sarmaya başlamıştı her yanımızı. İşte tam da bu nedenle baharı bekledik dört gözle!